Hiç şüphesiz toplumu diğer faktörlerin yanı sıra medya en
çok etkileyen unsurlardan biridir. Bu alanda faaliyet gösteren kurum ve
kuruluşlar kapital geliştirme hedeflerinin yanı sıra belirli mihrakların
amaçlarını icra etmek üzere oluşturulmuş kuruluşlar olmaktadır. Ülkemizdeki
medya profili daha çok batılıların kültürel dönüşüm çalışmalarının bir
yansıması olarak kullanılmakta, Siyonistlerin siyasi tepkileri azaltma PİAR
merkezleri olarak işlev görmektedirler. Bir kısım gönüllü teşekküllerin daha
evvelden durumun farkına varması ile kurdukları medya kuruluşları ile son
zamanda el değiştiren veya geliştirilen medya platformları da yetişmiş kadro
sorunları ve medyada faaliyet göstermeye başlayan kişilerin toplum ilgisinden
dolayı önemli ölçüde nefsileşmesi nedeniyle aslında ülkemiz kültür ve misyonunu
gönülden temsil etme özelliklerinden henüz uzakta bulunmaktalar.
Özellikle televizyonlarda icra edilen programlar, diziler,
filmler ve diğer yapımlar toplumumuz kültür kodlarını taşımak yerine, daha
ziyade batılı, daha ziyade nefsi, daha ziyade evlilik dışı ilişkiler üzerine
kurulmuş ve toplumun özünü kaybettirmeye dönük yayınlar olarak karşımız
çıkmaktadır. Yöneticilerinin sağlam insanlar olması yetmiyor, yayın içerisinde
bir dizi film yapımcısı yöneticilere rağmen TRT’de olduğu gibi farklı kültürel
kodları ifade eden yayınlar yapabiliyor, hatta yabancıların ülkemiz siyasetine
müdahalesi anlamına gelen Taksim Gezi olaylarına arka çıkabiliyor.
Ülkemizde bunu kontrol etmek üzere sistematik çalışan ne bir
devlet kurumu var, ne de gönüllü teşekkül var. En çok kültürel kodlarımızla
oynayan bu medya platformlarının takip edilerek müdahale mekanizmalarını
çökertecek, meclisle, ilgili kuruluşlarla görüşecek ve kanuni alt yapılar dahil
tüm topluma müdahale unsurlarını ortadan kaldırmak üzere mücadele edecek
gönüllü kuruluşlara ihtiyaç bulunmaktadır.
TGTV bünyesinde oluşturma çalıştığımız ancak medyadan
kişilerin icrada bulunmaması nedeniyle henüz işlerlik kazanmayan Temiz Medya
Platformu’nun işlerlik kazanması ülkemiz kültürel geleceğine güvenle bakması
açısından önem arz etmektedir. Platformun işlerlik kazanması hiç şüphesiz medya
ile ilgili hizmet eden kurum, kuruluş ve gönüllü teşekkül temsilcilerinin
oluşturacakları gönüllü kuruluşların TGTV ile irtibatlı olmaları ile mümkün
olacaktır.
Yeni dönemde gönüllü teşekküllerimizin kendi içlerinden
çokça medya ile ilgili gönüllü kuruluş tesis etmeleri zaruri yettir. Böylece
Temiz Medya Platformu işlerler kazanacak ve geleceğimize hükmetmek isteyenlere
fırsat vermeyecek çalışmaları üstleneceklerdir.
TGTV bünyesinde bulunan 13 adet komisyon, 4 adet platform ve 2 adet kurulun düzenli
aralıklarla toplantılarını tartışma programı formatında bazı televizyon
kuruluşlarında icra etmeleri zorunluluktur. Her biri ülkemizin önemli gönüllü
kuruluşlarını temsil eden bu temsilcilerin her türlü olumsuzluğa rağmen kendi
tabanlarında söz sahibi olmalarını bu şekilde daha da arttırabilir ve bu
yetişmiş kişilerin toplumumuz üzerinde etki alanlarını ancak bu şekilde
genişletebiliriz. Gönüllü kuruluş
temsilcilerinin sözcülerinin artmasını ancak böyle programlara katılmaları ile
mümkün olabilir. Her birisi okuma delisi olan ve kendilerini sürekli yenileyen
bu kişiler ulusal ve uluslar arası alanda ülkemizi en üst düzeyde temsil etme
özelliklerine sahip olmasını istiyorsak televizyonlarda boy göstermelerinin
yolunu açmak durumundayız.
Her birisi öz veriyle gece gündüz çalışan, üreten ve
toplumunun değerlerine sahip çıkmak amacıyla faaliyet gösteren bu kuruluş
temsilcilerinin ulusal ve uluslar arası arenada daha fazla iş görür olmaları
ülkemizin geleceği için önemli bir kazanım olacaktır. Bu kişilerin yabancı dil
bilgilerini geliştirmek, uluslar arası kuruluşlarda staj görmelerini sağlamak
ve uluslar arası organizasyonlar icra etmelerini sağlamak ayrıca fayda
sağlayacaktır.
Bu gün Mısır’da gözümüzün içine baka baka, üstelik hastanede hizmet bekleyen kişilere
saldıran binin üzerinde kardeşimizi hunharca şehit eden batılıların temsilcisi
olma hüviyetiyle faaliyet gösteren bir ordu var, ancak bizlerin sesi kısık
çıkmaktadır. Suriye’de yüzbinden fazla insanımızı, Irak’ta milyonun üzerinde
insanımızı şehit ederken kana doymayan bu zihniyete karşı sesimizin daha gür
çıkması gönüllü teşekkül temsilcilerimizin daha aktif medya kullanımı ile ancak
mümkün olacaktır.
Ülkelerimizin milli yönetimler tarafından yönetiliyor olması
sağlanarak teknoloji yatırımları ve üretim süreçlerinin etkinleştirilmesi
çalışmaları icra edilirken, sosyal gücümüzü etkin bir şekilde yansıtacak
gönüllü kuruluşlarımızın güçlü, iş görür olmasını temin etmeyi ihmal
etmemeliyiz.
Atalarımız vakıf sistemini kurarken o vakfın akarını da
belirleyerek hizmetin sürekliliğini sağlamakta idiler. Ancak ülkemiz
Cumhuriyete geçtikten sonra akara sahip olan bu vakıfların hemen hemen, tümü
devletleştirilmiştir. Yeni kurulan vakıflarsa daha çok yeni vakıflar adı
altında üye aidatlarına bağımlı halde kurulmuştur. Kültürel değerlerimize,
inancımıza devlet destekli olarak sert müdahalelerin olduğu dönemde insanların
gönüllü kuruluşları desteklemeleri sorun olmamaktadır. İnsanlar kendi
değerlerini korumam amacıyla bu kuruluşlar etrafında birleşmekte ve tepkilerini
göstermektedirler. Bu değerlere sahip çıkmanın toplumun tüm kesimleri
tarafından anlaşılması ve devletin de bu değerlere sahip çıkarak geleceğini
garanti edeceğini anlamasından sonra buralarda toplanan kişiler gönüllü
kuruluşlara eskisi gibi kaynak ayırmamaktadırlar. Yeni dönemde kaynak ayırma
konusunda Osmanlıda olduğu gibi devlet yöneticilerinin önderlik etmesi ve
vakıfların kurularak, akar kaynak aktarılması sistemlerinin meşru olarak
işletilmesi, zorunluluk olmuştur.
Sonuç olarak; medyadaki olumsuz yayınların toplumumuzun
geleceğine hükmetmemesi için gönüllü teşekküllerimizin çoğalması, TGTV Temiz
Medya Platformu’nun işlerlik kazanması, buralarda faaliyet gösteren kişilerin
özelliklerinin arttırılması ve uluslar arası düzeyde hizmet verebilir konuma
getirilmesi şarttır.
Saygılarımla,
Abdullah Ekinci
17 Ağustos 2013 Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder